İsimler Kaça Ayrılır? – 9. Sınıf İçin Akıcı Bir İnceleme Dilimizin yapıtaşlarından biri olan isimler, yalnızca kelimelerden ibaret değildir; kavramları, varlıkları, duyguları taşır ve ifade eder. Bu bağlamda “İsimler kaça ayrılır?” sorusu, 9. sınıf Türkçe veya Türk Dili ve Edebiyatı müfredatında karşımıza çıkar. Bu yazıda önce ismin tarihsel arka planına, ardından akademik sınıflandırmalara ve günümüzdeki tartışmalara bakarak konuya ışık tutacağız. Tarihsel Arka Plan: İsimlerin Sınıflandırılması Nasıl Gelişti? İnsanlık tarihi boyunca dil, toplumsal yaşamı organize etme aracı olmuştur. İlk dönemlerde dil öğrenimi sözlü geleneklerle sürerken, dilbilgisi kuralları yazıya geçtiğinde, sözcüklerin türlerine dair sınıflandırmalar gündeme geldi. Özellikle klasik dönem dilbilgisi çalışmalarında “ad / isim” kavramı, varlıkları,…
Yorum BırakKategori: Makaleler
İpsala’nın Neyi Meşhur? Sosyolojik Bir Bakış Açısıyla Bir araştırmacı olarak toplumları ve bireylerin birbirleriyle olan etkileşimlerini anlamaya çalışırken, her yerin bir kimliği, bir özü olduğunu gözlemlemek oldukça ilginçtir. Bu kimlik bazen ekonomik dinamiklerden, bazen kültürel pratiklerden veya toplumsal normlardan beslenir. İpsala, Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nde yer alan ve Edirne iline bağlı bir kasaba olarak bu dinamiklerin izlerini taşıyan bir yerleşim yeri. Ancak İpsala’nın yalnızca ekonomik ya da coğrafi bir önemi yok; aynı zamanda burada yaşayan insanların sosyal yapılarını ve günlük hayatlarını şekillendiren unsurlar da var. Peki, İpsala’nın neyi meşhur? Sosyolojik bir bakış açısıyla, bu sorunun cevabını yalnızca gastronomik ya da kültürel…
Yorum Bırakİkizkenar Üçgenin Taban Açıları Eşit midir? Antropolojik Bir Perspektif “Bir şekli anlamak, o şekli taşıyan kültürün derinliklerine inmek gibidir. Her köşe, her açı bir anlatı, her simge bir tarih barındırır.” Bu sözü, antropolojinin temel ilkelerinden biri olarak kabul edebiliriz. Farklı kültürlerin varlıklarını ve dünya görüşlerini anlamak, bazen bir geometri probleminin derinliklerine inmeyi gerektirir. İkizkenar üçgenin taban açıları eşit midir sorusu, belki de ilk bakışta matematiksel bir konu olarak düşünülebilir, ancak bu soruya antropolojik bir bakış açısıyla yaklaşmak, bizlere sadece geometrik bir bilgi sunmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal yapılar, semboller ve kimliklerle olan bağlantıyı da açığa çıkarabilir. İkizkenar Üçgen ve Kültürler…
Yorum Bırakİhracatçılar Birliğine Üye Olmadan İhracat Yapılabilir Mi? Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen: İktidarın Sınırları Toplumlar, iktidar ilişkileri ve sosyal düzen etrafında şekillenir. Her kurum, ister bir devlet yapısı isterse de bir ticaret birliği olsun, bireylerin ve grupların güç dinamiklerini belirleyen bir yapıya sahiptir. İhracatçılar Birliği, ticaretin organizasyonel çatısını oluştururken, üyelerinin ticaret faaliyetlerini düzenler ve denetler. Ancak, bir siyaset bilimci olarak, bu durumun sadece ekonomiyle sınırlı bir mesele olmadığını düşünüyorum. İktidar, devletin gücünü yansıtan bir kavram olmakla birlikte, aynı zamanda bireylerin toplumsal hayatta nasıl yer aldığını da belirler. İhracatçılar Birliği’nin üyelik şartı, bu bağlamda, yalnızca ekonomik bir…
Yorum Bırakİftar Tabağında Neler Olmalı? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimeler, düşüncelerin ve duyguların taşıyıcısıdır. Bir edebiyatçı için her bir kelime, bir hikayeyi, bir duyguyu veya bir dünyayı inşa etme gücüne sahiptir. Tıpkı bir romanın sayfalarındaki karakterler gibi, yemekler de bir araya geldiğinde, farklı unsurların birleşiminden ortaya çıkan bir anlam evreni oluşturur. Eğer bir yemek tabağında neler olmalı sorusunu edebiyatla ele alacak olursak, karşımıza yalnızca besleyici bir öğün değil, aynı zamanda kültürün, tarihinin, duygularının ve anlatılarının bir araya geldiği bir edebi tablo çıkar. Çünkü yemekler, sadece vücudu doyurmaz, aynı zamanda ruhu da besler. Yemek ve Anlatı: İftarın Edebiyatı İftar, Ramazan’ın manevi atmosferinde…
Yorum BırakWhat is the Opposite of Surrealism? A Journey Through Artistic and Pedagogical Perspectives Introduction: The Transformative Power of Learning As an educator, I’ve always believed in the transformative power of learning. It’s not just about acquiring information, but about reshaping how we see and understand the world. Every lesson, every theory, and every pedagogical approach has the potential to ignite new ways of thinking. Just like in the arts, where artists challenge our perceptions of reality, education does the same, helping students deconstruct their assumptions and expand their perspectives. But what happens when we question the very fabric of reality…
Yorum BırakTevahhuş Etmek Ne Demek? Psikolojik Bir İnceleme İnsan Davranışlarını Çözümlemeye Çalışan Bir Psikoloğun Meraklı Girişi Herkesin yaşadığı duygular ve davranışlar, zaman zaman karmaşık ve derinlemesine bir analiz gerektirir. İnsanların içsel dünyalarında meydana gelen değişimler, bazen bir kelimeye ya da bir davranışa yansıyabilir. Bu yazıda, sıradan bir kelime gibi görünen ancak aslında derin psikolojik kökenlere sahip “tevahhuş etmek” terimini ele alacağız. Psikologlar, bireylerin duygu ve düşüncelerinin birbiriyle nasıl etkileşime girdiğini anlamaya çalışırken, dilin de bu süreçte önemli bir araç olduğunu keşfederler. “Tevahhuş etmek” kelimesi, insanın ruhsal bir tepkisi olarak, içsel bir çalkantıyı ya da bir durum karşısında aşırı şekilde duyulan korku,…
Yorum Bırak“Pennywise Nerede Yaşıyor?”: Ekonomi Perspektifinden Bir Analiz Giriş: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomi biliminin temelini, sınırlı kaynaklar ve bu kaynakların nasıl tahsis edildiği sorusu oluşturur. Bir iktisatçı olarak dikkatimi çeken nokta, basit bir mekan ya da karakter üzerinden dahi bu kavramların yükünü hissetmemizdir. Örneğin, korku edebiyatının ve sinematik uyarlamaların ikonik karakteri Pennywise, yalnızca bir korku figürü değil; aynı zamanda “yaşama alanı”, “kaynak kullanımı”, “alan idaresi” gibi metaforik ekonomik kavramlara da zemin oluşturur. Bu yazıda, Pennywise’ın nerede yaşadığı sorusunu, piyasa dinamikleri, bireysel kararlar ve toplumsal refah ekseninde ele alacağım. Pennywise’ın Yaşadığı Alan ve Ekonomik Temelleri Pennywise’ın resmi hikâyesinde, o Derry,…
Yorum Bırakİnsancıl Olma Ne Demek? Ekonomi Perspektifinden Bir İnceleme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları: Bir Ekonomistin Bakışı Ekonomi, temelinde sınırlı kaynaklarla sonsuz ihtiyaçların nasıl yönetileceği sorusuyla ilgilidir. Her birey, toplum ve hükümet, bu sınırlı kaynakları kullanarak kararlar alır. Bu kararlar, hem kişisel yaşamı hem de toplumsal yapıyı şekillendirir. Ancak her ekonomik seçim, beraberinde çeşitli sonuçları getirir. Bir ekonomist olarak, bu kararları verirken yalnızca bireysel çıkarları değil, aynı zamanda toplumsal refahı da göz önünde bulundurmak gerektiğini savunuyorum. Peki, “insancıl olma” ne demek ve bu kavram, ekonomi perspektifinden nasıl şekillenir? İnsancıl olma, genellikle insanlık, empati ve toplumsal sorumlulukla ilişkilendirilir. Ekonomi dünyasında ise, insancıl…
Yorum Bırakİnsancıl Olma Ne Demek? Ekonomi Perspektifinden Bir İnceleme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları: Bir Ekonomistin Bakışı Ekonomi, temelinde sınırlı kaynaklarla sonsuz ihtiyaçların nasıl yönetileceği sorusuyla ilgilidir. Her birey, toplum ve hükümet, bu sınırlı kaynakları kullanarak kararlar alır. Bu kararlar, hem kişisel yaşamı hem de toplumsal yapıyı şekillendirir. Ancak her ekonomik seçim, beraberinde çeşitli sonuçları getirir. Bir ekonomist olarak, bu kararları verirken yalnızca bireysel çıkarları değil, aynı zamanda toplumsal refahı da göz önünde bulundurmak gerektiğini savunuyorum. Peki, “insancıl olma” ne demek ve bu kavram, ekonomi perspektifinden nasıl şekillenir? İnsancıl olma, genellikle insanlık, empati ve toplumsal sorumlulukla ilişkilendirilir. Ekonomi dünyasında ise, insancıl…
Yorum Bırak